top of page

Bir Kısım Mümkünlerin Kıyısı

muhtelifkafalar

Güncelleme tarihi: 6 Ara 2021


Eskiden yürürken çok arkamda olan biri beni geçtiğinde tarif edemediğim tuhaf bir şey hissederdim. Sonradan “gizli rekabet” olarak adlandırdım.


O Ayça’yı tanıma çabamdan 10 yıl sonra filan, yanından geçip arkamda bıraktıklarımın, az önce yanımdan hızla geçişleriyle bir an yine o Ayça’nın telaşını hissettim. “Nasıl olur canım, aaa aç pergelleri aç Ayça aç!” diyordu. Açmadım. Çünkü onca çabanın öğrettiklerinden biri, önemli biri, herkesin kendi ritmi, kendi zamanlaması ve kendi ihtiyaç ve tercihleri olduğunu kabul edebilmek oldu.


O yüzden bu satırları yazmak için yavaşlayıp, az önce beni geçenlerin parkur sonuna varıp tekrar yanımdan geçmesine izin veriyorum. Çünkü bazı Ayça’ları yavaşlatabilmeyi öğrensem de hala “Hemen, şimdi, burada! Bekleyemem” diyen Ayça’yla anlaşmakta çok zorlanıyorum.


Biliyorum bu fark edişi eve götürmeye karar verseydim, daha kapıya varmadan uçup ya da derinlere gömülüp gidecekti. İyi ki yavaşladım, iyi ki yazdım. Çünkü kimileriniz, özellikle buraya kadar bunu okuyabilmiş olanlarınız muhtemelen, şimdi olmasa da, kendi zamanlarında, kendi ritimleriyle, bir şeyi fark edecekler. Bu belki, “değişimin ne kadar ‘zor’ olduğu” belki de “uzun da sürse değişimin ‘mümkün’ olduğu” olacak. Her ihtimalde, makul süre geçince, “değdi be!” diyebilmenizi diliyorum.


Değiyor çünkü. Onlar hızla yanımdan geçerken, durup, avlanan karabatağın onlarca minicik balığı aynı anda havalara uçuruşunu izleyip doğaya hayret ediyorum. Size dakikalardır yürüyerek bunları yazıyorum. Ve onların 30 saniye önce kırmızıda geçtikleri ışıklardan, yeşil yanarken sadece 30 sn sonra geçerek eve yollanıyorum. Canım kendim. Canım ritmim. Canım kendi ritmim.


Kendi ritminizi fark edip ona uyumlanabilmeye müsaade edebildiğiniz bir gün dilerim.

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post
  • En İyi Arkadaşım: ADHD
  • Facebook
  • LinkedIn
  • Twitter
  • TR_Google_Podcasts_Badge_8x_edited
  • YouTube
bottom of page