
Doktora, terapiste, reçeteye, hatta -elinizde reçeteniz olsa da- ilaca bile, erişimin lüks olduğu bir ülkede, kendi kendini teşhis “hayat kolaylaştırır” hatta “kurtarır”. Üstelik sadece sizinkini değil aile eş dost sevgililerinizinkini de... Onlarınkini “kurtarmaz” belki ama sizin kendinizle iyi anlaşabilmeniz “Herkesin hayatını ko-lay-laş-tı-rır!” ———— Terapiste ulaşsaaan yetişkin DEHB’den haberdar mı değil mi muamma... (Erişkin DEHB’de uzman bulmanın hele kadınlarda erişkin DEHB’de uzman bulmanın sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde “çok zor” olduğunu biliyor musunuz?) Doktora ulaşsan, DEHB sömürenler, el altından ilaç peşinde koşanlar, semptom taklit edenler yüzünden doktorlar tedirgin. Devlette öyle nerede seni 6-8 ay takip edecek gözlemleyecek de teşhis koyacak doktor? Kapı çalınmadan psikiyatristle 15 dakika görüşebilirsen ne ala, bir sonraki seansta aynı doktora denk gelir misin? Bilemiyorum. Muhtemelen hayır. Hadi doktora ulaştın, hatta terapi de yapan doktora ulaştın “A aa teşhis aldın” voğaa böyle bir şeye ihtimal bile vermezken (Ben dünyanın en dikkatli insanıyım ayol!) reçeten elinde bambaşka bir dünyaya çıktın. Reçeten elinde tamam ama devlet anan/devlet baban “Eşek kadarsın, olmaz!” diye karşılamıyor, paran yoksa reçeteli ilacını alamıyorsun. Sadece DEHB için aylık ilaç masrafı 500 lira... Terapist masraflarına hiç girmeyelim. Paran varsa da işte her eczaneden alamıyorsun çünkü “kırmızı reçeteyle uğraşmak istemiyor”lar. “buralarda bulamazsınız hastane yakını eczanelere bakın” filan, 8 eczane gezmen lazım acilse. (Semt eczanelerinizi sevin, sipariş verir getirirler.) Her ay aldığım halde yıllardır kenarda tutmaz mesela benimki. Önce reçetem gelir, mesaj atarım. Getirtip haber verirler. Eskiden bir de ad soyadı adres telefon ve imza atıyorduk reçete arkasına her seferinde, hey gidi... Neyse şimdi bir kodla halloluyor çokşük! ————— Hiçbir makamın/kurumun/unvanın/kişinin aklına/onayına/iznine ihtiyacınız yok “iyilik” halinize erişme ve kendinizi anlama çabanız için. O onaylar “sadece” ilaç tedavisi için gerekli. (Zira Avrupa ve ABD gibi ülkelerdeki farkındalık, ayrıcalık vs. gibi yan zamazingolar bizim buralarda yok, uzun bir zaman da olmayacaktır.) Biliyorum ilaç hayat kolaylaştırıyor. Biliyorum çok önemli. Ama sihirli bir değnek de değil. Teşhis alsanız da ilaç kullansanız da zaten deli gibi uğraşacaksınız davranış değiştirmek için, uykunuzu düzene sokmak için, suyunuzu unutmadan içip, çişinizi aklınıza geldikten 8 saat sonra yapmamak için, çamaşır makinasına çamaşırı atmayı başarmak için, sonra tuşuna basmadığınızı hatırlamak için dağılmış özgüveninizi, parça pinçik yeteneklerinizi toparlamak için. Bu yüzden siz, “güzel aklınızı”, okuyup araştırmak ve dönüşmek için kullanmaktan vazgeçmeyin. Alemin size akıl satmalarına kulak vermeyin. “Bir terslik var” diyorsanız vardır. Çözüm arayışlarına başlayın. Anneniz konduramayacak, babanız ben anlamıyorum bu doktorlara ne diye para verip duruyorsun diyecek, manitanız sen çok akıllısın ne DEHB’si diyecek, hukuk/mühendislik/tıp bitirmişsin DEHB olsan nah bitirirdin diyecek seni doğru düzgün tanımayan insanlar. Desinler. Neticede “DEHB değilseniz bile” hayatınızın ipinin ucu kaçtıysa, bir şeyleri kotarmakta zorlanıyorsanız DEHB’ler için olan tüm: *organizasyonel, *davranışsal, *psikolojik öneriler, çözümler, tavsiyeler nörotipiklerin de uygulayabileceği -hatta muhtemelen daha verimli sonuç alacağı- şeyler. Neden denemeyesiniz? Ağzı olanın konuşuyor. Okuduğunuz, duyduğunuz, maruz kaldığınız şeyleri muhakemenizden geçirmeden benimsemeyin. Herkesin tecrübesinin, biyolojisi ve ruhu gibi biricik olduğunu hatırlayın. Herkesin her belirtiyi göstermeyebileceğini, göstermesi gerekmediğini hatırlayın! (Dikkat eksikliği baskın DEHB,
hiperaktivite baskın DEHB dikkat eksikliği + hiperaktivitenin kombo yaptığı DEHB [selam tatlım!]
şeklinde üç ana ayrım olduğunu, yetişkinde hiperaktivitenin illa fiziksel hareket olmak zorunda olmadığını zihinsel hiperaktivite diye bir mefhumun olduğunu da not edelim şuraya, cahille sohbeti kestim zira)
—————
Kimseye hiçbir şeyin hesabını vermek, kimseden hiçbir şeyin (yasal yollarla reçete ve yasal yollarla ilaç almak dışında) onayını almak zorunda değilsiniz. Kendi beyanınıza, hislerinize, çilenize güvenin.
Bir kısım insanları ifade özgürlüğü sınırlarını aşmasa da haddini aşan beyanları için hoşgörün ve dikkate almayın.
Dilerim bir gün “sosyal hukuk devleti” olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak hak ettiğimiz sağlık, doktor, terapist, ilaç erişimi gibi temel insani ihtiyaçlarımızın “erişilebilir” ve “sürdürülebilir” şekilde sunulduğu bir hayatımız olabilir.
Polemiğe girmek için harcayacağınız çoook kıymetli enerjilerinizi lütfen ama lütfen kendinize saklayın. Üç kuruş dikkatimiz var şunun şurasında. Ziyan oluyor.
Bir saattir elin eksik akıllısı yüzünden yerimden kalkmayı bırak kıpırdamadan bu yazıyı yazdığıma göre bende DEHB olamaz.
Yapamadığım her şeyin sebebi benim tembel sorumsuz ve aptal olmam zaten.
Hı hı evet canım.
Nasıl da bildin.
Zeka küpü maşşallak!
(Bkz: hiperfokus)
Buraya kadar okuyabildiysen de sende DEHB olamaz canımsaçmaldjdkdkdkdkdk. Olur olur gel buraya.
Comments